14 Mart 2016 Pazartesi

#80

Sıra dağlar gibi dizilmiş ağaçlar,
Eskimiş bir kukla misali seslerle,
Nadir bir his kulaklarımın dibinde,
Deniz karşımda huzur içimde,
Etrafım hayallerimle dolu,
Maksadımız balık tutmak olmaz,
İncelmekti taa ki koptuğu yere kadar,
Hırs içimde fırtınalar koparır,
Usta eli değmiş bir bina karşımda,
Zikir çekilcek hava ve hafif rüzgarlı,
Ufukta bir gemi bile yok,
Rahatsız edicek gözlerimi ve gözlerini...

7 Mart 2016 Pazartesi

#79

Huzur beş kelime ve sende,
Usturupsuz bir şekilde,
Zamana karşı duruşum yine beş gün,
Usanmadan bekleyişim hayallerimde,
Rasathanenin tepesinde gözlerim,
Loş bir ışıkta yollarını,
Uykusuz kaldım desem yalan olur,
Haykırdım içimdeki sesi doğru,
Aklımı alışın ve kaçışın gözlerimin önünde,
Yeşil misin sen?
Ateş gibi yanan fikirlerimin kıyında,
Laleler gibi dimdik ve sergüzeşt,
Laleler gibi güzellik karşısında,
Etik bir şehrin güneşi,
Rakım düşük yeşillerin yüksekte...

15 Şubat 2016 Pazartesi

#78

Zaman geçmez bensizlikte bilirim,
Kendine bile söyleyemezsin,
Bağırırsın içinden,
Sen bile duymazsın,
Kandırırsın kendini ulaşılmazlıkla,
Yalan dolan,
Kafamı çeviririm o yöne,
Dua eder halde görürüm seni,
Rabbime sonsuz şükürler ederim,
Yeterki ellerini aç yalnız vakitlerinde bile,
Onun için olsa bile,
Sevmeyi öğrenemesen bile,
Gözlerin ejdarha alevi gibi,
Ne tarafa dönsen orayı yakıyor,
Ordaki kalpleri yakıyor,
Belki de yetecekti bir bardak su,
Alevler için ve üstüne içmek için ılıkcana,
Göz alabildiğinince uzanan bir yeşil,
Kimine yakın kimine uzak,
Bakmaya değmez ölünür gözlerin,
Yemyeşil ve içten,
Sanki okyanusun içinde gözlerin vardı,
Kukla yapsam uyur karşısında,
Tahtalar ıslanmış gibi ağlarcasına,
Çiviler pas tutmuş karşısında,
Bir o yana bir bu yana,
Annemden uzakta senin kıyında,
Beynimi yer bitirir miyim?
Onsuzluk ve yüzsüzlük içinde bile...

#77

Soytarılık nedir bilir misin?
Eski palyançolar der gibisin,
Nadide bir çiçek bulunur,
İsimlerini almak için,
Soydurulur yarım yamalak,
Etrafına takılmaz kıpkırmızı haliyle,
Ve burunlarında kırmızısıyla beraber,
İşte karşında soytarı,
Yüzü asık biçar vaziyette sessiz,
Onurlu bir mağlup gibi,
Rica ederim birde sen onu gör dercesine,
Uzun olan zaman hayat değil,
Mahlası karman çurman,
Yani ölüm zor yaşamak berbat,
Estiğin rüzgarlar ya kapına gelirlerse?
Şair misin sen mecnun mu?
İpliği boğazına geçirebilir misin?
Loş bir ışıkta görebilir misin beni
Tan ağırmadan gelmesem bile kapına,
Ağlatır mısın peki sorsam rüyalarını,
Nidalarıma karışır mı göz yaşlarım,
Israrla bakar mıyım arkandan,
Musallat olmasam da dokunabilir miyim?
Arsızca karşına çıksam bakmasan da yüzüme,
Dışarıdaki gözlerini izlesem,
Aynadan görebilsem de sevsem seni,
Nadide bir gül gibi olsan avuçlarımda...

#76

Yoğuşuk bir şey elimizden kayan cinsten,
Eldiven dahi olsa,
Şımarık insanlar gibi uzak,
İçleri bana dışları sana uzak,
Loş bir ışıkta bakabilsek belki de,
Nerde o asalet yahut densizlik,
Eşikler kazılmadan evvel gelirler,
Rahat batar da çıkaramayız gelmeleri,
Endişe bastırır arkadasından,
Düzelmez yollar ben geçmeden,
Eksilmeden tamir olmaz kalplerimiz...

2 Şubat 2016 Salı

#75

Nerde o günler ve talihsiz kuşlar,
Bakışlarıyla tanınan,
Cümbüşünden fırlamış hayal karakteri gibi,
Asaleti ve eşiğiyle bilinen,
Gözlerini seyretmekten yoruldum,
Piksel piksel bakışlarını,
Gülerken ki halini bile,
Dudaklarının,
Bakakalmaktan yoruldum,
Kolaydı,
Savaşırken güçlerini kullanmamak,
Aklını kullanan insanlar olmak,
Başı örtmekte kolaydı,
Oysaki maharet kalbi örtmekteydi,
Karman bir hayat yaşardık çormanla,
Belki de,
Ağzımız yok diye dilsiz sandılar,
Gözlerimiz yok diye görmez sandılar,
Unuttular belki,
Kocaman bir kalbimizin olduğunu...